Browsing Tag

akın yanardağ

Şiir

tamam

bizi geçti diyenlerin gözlerine asılıydı
aynı kalıplar, aynı davranışlar /tamam
öğrendim eksik kalmayı

aşk böyle geçti. sonraki on yıl da
gözümde tütmeyen bir şey kaldı mı
lütfeylesin bad-ı sabah sesleri artık
daha yaşlanmadan iksiri kalbimin

yaza hazırlanıyor o bahçeler ki eflatun
taştan da geçiyordu zaman aşktan da
toprak olmak vardı sonunda bak işte
bir yığın toz ve yara ile artık Devamını oku

Şiir

şimdi sabah

gel dediğimde unutma
tüm o zamanı toplayan
tozlu kavruk eteğinden sökülüp
ayağındaki taşlardan
belki yolunu bulamaz diye bir anı
geçitlerini kuramaz diye bir hatıra
gel dediğimde bir zahmet yollardan
hayat yaralarında kırılmış dallarla
unutma neyi çıkarıp alacağını
bu sürme biçiminden

yeni yakınlıklar edineceksin
sana görünmüş siluetlerden
ağzı sıkı bir taş gibi
topraktan tozdan
benzerliklerin ilk halinden geçeceksin
gel dediğimde kurulan oluşma halinden
tüm o gidiş ve dönüş hallerinden
unuttum dediğimi unutmadığımı
geçtim dediğimi geçmediğimi bileceksin
bir mahzen küflenmesinden geldim dediğimde
unutma, taşıdığımı yaralarını

Devamını oku

yazılar

Gül ey saf çelişki: Akın Yanardağ

“Biz ikimiz? Nereden geliyoruz? Nereye gidiyoruz?
Ne bekliyoruz? Bizi bekleyen ne?” E. Bloch

1.İşte merdiven. Orda dinleniyor asansör. Onu kullanmayacaksın. Merdiveni kullandığını görecek herkes. Birazdan göreceksin ellerinin uzaklaşmasını, kendini çekmesini, sürmesini; kimin ne düşündüğünü, ne kurduğunu, kendini nasıl çekip getirdiğini buraya. Daha önce yazıldı mı bu, yazılmıştır. Söylendi mi, söylenmiştir. Geçip gidilen, varıp gelinen her şeyle birlikte gireceksin oraya. Duygunun dip akıntısından eser olacak mı, olacaktır. Haberini almıştın, bir değil bir kaç yerden. Omuzları hoş görüntülerle parlamış, güzel kıyafetler eklenmiş, süslenmiş günlerini onun. O süsü görecektin. Unutulmuş mu bazı sözler, görecektin. Yaşanmış mı bazı durumlar, anlayacaktın. Etrafta sözler, gülüşler, tatlı telaşlar var. Dışarıda hava soğuk ama içerisi sanki yaz evi. Kanatları kırılmış sözler işitince bir an, duygunun ilk başlangıcını yitirince yani balkona çıkar gibi geçeceksin, o da tersi yöne doğru geçer gibi yapacak. Aslında sen ona o da sana geldi buraya ama bir selamlaşma olmayacak, iki çift söz edilmeyecek; bu mutabakat kendiliğinden sağlanmıştı aranızda. Kararlar önceden alınmış duygulara göre verilecek. Merdiveni kullanmam da bu yüzden. Merak, arzu, istek boca edilmiş bir şekilde yüz ifadelerinden okunacak, o bir kaç saat böyle geçecek. Üstüne gelecek senin o birkaç saat, suçunun, itirafının, önceden söylenmiş olanın. Kendini belli etmiş olanın. Başkalarıyla konuşacak, sigaranı onlarla içeceksin. Orda olması istenenlerin üstünü örtecek bir şey olacak bu. Herkesin birbirini tanıdığı bu mekânda yükün buydu senin. Burada. Doğallığını yitirecek olan davranışlar arasında Devamını oku

Şiir

bir mehtabınız olsun: akın yanardağ

                     “olsun: gece misiniz, bir mehtabınız olsun..”/m.çetin

o kadar uzak değildi. o kadar yakın da
aşkın dokunabilirliği, gibi. ağlamayı gülmeye 
gülmeyi ağlamaya dönüştürmekle, yani o yaz günü 
çeşmesi gibi mayıs ağacı altında oturulan..kalbini mi
yani iyiliğini çıkarıp orta yere koyardı. varlığını koyardı
şimdi, görünmeden kimselere koruyor yine varlığını. kimseleri 
görmeyi kabullenmeden..onun hayatı, yaralarını böyle kalmak-
la iyileştiriyor şimdilerde. oysa aşk, iklimi neden korkutsun insanı
kalbi neden soğusun insanın: aşk, o iyi ve kamaşan karmaşa 
niye soğutsun ki arzusunu.. soğumadı..iyi ki

I.
hiç alınmadı sanki, hiç kırılmadı hatta
anlamını arayan bedeni cömert bir kalbi
hoşgörülü kelimeleri vardı manolya’nın
uzak bir liman olma dileği her defasında
dur-duraksız yollara yürüme serencamı.. Devamını oku

Söyleşi

Şair Emrullah Alp ile Akın Yanardağ Söyleşisi

“Benim Tanımlara Karşı Bir Savaşım Var. Fişlerin Yeniden Yazılmasını Talep Ediyorum”

İçimden Hiçime (2013) ve Kekeme Kırıntı’dan (2017) sonra üçüncü kitabın Sanıgeçtiğimiz günlerde yayınlandı. Evet, insan bir şekilde çağrılır ama neler oldu bu arada ve şiir nasıl çağrıldı, nedir bu kitabı hazırlayan süreç?

İnsan yakın olduğunu çağırır, yakın olduğu da onu. Bizim şiirle böyle bir birlikteliğimiz var.

Benim iç cebimdeki kalem ne zaman kendini tüketmek istese hep şiire koşar.

Sanı’nın süreci tek bir şiir düşünülerek hareket ettiğim için dinlenerek, susarak, uzunca bir zaman ayırarak gelişti ve tamamlandı. Sanı şiirini bir karakter olarak düşünerek onun ağzıyla konuşmaya,

Onun gibi bakmaya ve Onun ruhuna uygun kelimeleri seçerek yazmaya çalıştım.

Kitabın ikinci kısmı olan Ahdaş bölümünü ise ruhları ve yaratılışlarıyla her biri farklı olan şiirler oluşturdu. Devamını oku

Şiir

meğermiş: akın yanardağ

saydam ve  geçirgen ayrılık senin tülündür

inceliklerini yansıtır senin, kalbe doğrudur

sallanır şimdi sarkacın iki ucunda, öyledir

söylenen söz aşkındır, ezilen söz zamanın

 

ama bir yığın toz ve açık yara olan gece,

örter sesini, üstünü çeker sana; nesnelerin

birbirini tanıdığı ve bıçaklandığı akşamında Devamını oku

Şiir

eski-1909 adana: akın yanardağ

günler eskisi sen günler eskisi kadar eski

saçlarını toplar zaman o günler çok eski

sıklaşan ölümler arasında kavim göçleri

yüz hatlarına ilişir sesleri, bağırır ordan:

tanıyışlarım yüz sürüp ağlayışlarım eski

 

yaklaşırsam uzaklaşacağımı biliyorum

zulüm görmüş klanım biliyorum en eski

eski yıldızlar gibi o eski salıncaklar gibi

ağıtlar yakılmış insanlar ki katledilmiş

kimileri unutur kimileri hatırlar çünkü Devamını oku

Şiir

ıssız bölge: akın yanardağ

“kimse unutkanlıktan bir adım geride durmasın

ileriye ileriye hep ileriye polisin panzerin ilerisine

mülkiyetin devletin çok yiyen çok içenlerin ilerisine

sınıf duvarları ulus kavim duvarlarının içinden ileriye

nereli olduğunu unutmanın

http://juergen-liefmann.de/css/kaufen/tuotekategoria/heinanuha/index.html

, ağlarından kutulmanın içine

bölünen her bir parçanın birbiriyle ayrı ayrı birlikteliğine

buradan geçilecek. bekliyoruz

kendini aynı kılmaya meyillidir insan

buradan geçecekler ve öncekiler gibi

geçip gidemeyecekler, bunu kuruyoruz Devamını oku

Şiir

solgun kırlara da büyür çayırlar: akın yanardağ

iç detay/: o arayış gelip buldu beni. düşmüş bir tetik gibi

bekliyordum bunu. gelip bulacaktı beni ve benim ondan

kurtuluşum olmayacaktı; bir heves gibi, gibi..

 

uykudan uyanmış, sarsaklığın geçmesini bekliyor; sabahın,

kendini bende hissetmesini değil, ellerimin, sabahın

balkonundaki kuşlara değmesini istiyor..

dış detay/: siz zaten ölü bir insan olarak doğdunuz, bunu

anlıyorum. konukluğun dünya halinden geliyordunuz, kollarınız

taşırken o silahları, ayaklarınız ah etmiyordu; üstelik işkence

görmüş bir haliniz de vardı, bunu, kollarınızdaki yanıklardan

ve sigara izlerinden ve gözlerinizdeki o anlamdan çıkardım.. Devamını oku