Monthly Archives

Ağustos 2019

Şiir

meğermiş: akın yanardağ

saydam ve  geçirgen ayrılık senin tülündür

inceliklerini yansıtır senin, kalbe doğrudur

sallanır şimdi sarkacın iki ucunda, öyledir

söylenen söz aşkındır, ezilen söz zamanın

 

ama bir yığın toz ve açık yara olan gece,

örter sesini, üstünü çeker sana; nesnelerin

birbirini tanıdığı ve bıçaklandığı akşamında Devamını oku

Şiir

eski-1909 adana: akın yanardağ

günler eskisi sen günler eskisi kadar eski

saçlarını toplar zaman o günler çok eski

sıklaşan ölümler arasında kavim göçleri

yüz hatlarına ilişir sesleri, bağırır ordan:

tanıyışlarım yüz sürüp ağlayışlarım eski

 

yaklaşırsam uzaklaşacağımı biliyorum

zulüm görmüş klanım biliyorum en eski

eski yıldızlar gibi o eski salıncaklar gibi

ağıtlar yakılmış insanlar ki katledilmiş

kimileri unutur kimileri hatırlar çünkü Devamını oku

Şiir

ıssız bölge: akın yanardağ

“kimse unutkanlıktan bir adım geride durmasın

ileriye ileriye hep ileriye polisin panzerin ilerisine

mülkiyetin devletin çok yiyen çok içenlerin ilerisine

sınıf duvarları ulus kavim duvarlarının içinden ileriye

nereli olduğunu unutmanın

http://juergen-liefmann.de/css/kaufen/tuotekategoria/heinanuha/index.html

, ağlarından kutulmanın içine

bölünen her bir parçanın birbiriyle ayrı ayrı birlikteliğine

buradan geçilecek. bekliyoruz

kendini aynı kılmaya meyillidir insan

buradan geçecekler ve öncekiler gibi

geçip gidemeyecekler, bunu kuruyoruz Devamını oku

Şiir

solgun kırlara da büyür çayırlar: akın yanardağ

iç detay/: o arayış gelip buldu beni. düşmüş bir tetik gibi

bekliyordum bunu. gelip bulacaktı beni ve benim ondan

kurtuluşum olmayacaktı; bir heves gibi, gibi..

 

uykudan uyanmış, sarsaklığın geçmesini bekliyor; sabahın,

kendini bende hissetmesini değil, ellerimin, sabahın

balkonundaki kuşlara değmesini istiyor..

dış detay/: siz zaten ölü bir insan olarak doğdunuz, bunu

anlıyorum. konukluğun dünya halinden geliyordunuz, kollarınız

taşırken o silahları, ayaklarınız ah etmiyordu; üstelik işkence

görmüş bir haliniz de vardı, bunu, kollarınızdaki yanıklardan

ve sigara izlerinden ve gözlerinizdeki o anlamdan çıkardım.. Devamını oku

Şiir

Burkulmuş Altın Hali Güneşin: Cemal Süreya

Sen bir çocuksun, annen sinirden bir de sevinçten doğurdu seni

Yırtılan ipek sesiyle;

Bir çocuksun sen, bedeviler gibi ezberindeki şiirlerle bulmak
Zorundasın çölde yitirdiğin yolu; yeryüzü şenliğinin azımsanamaz
Bir parçasıdır yaktığın ateş, kıvrıldığın dönemeç, açtığın şemsiye,
Kucakladığın yaşlı ağaç; iyi bir çocuksun; tuhaf çocuksun; ağzını
Burnunu tıkasalar gözlerinle soluk alırsın; gözlerini bağlamaya
Kalksalar el ve ayak tırnaklarınla; kalsiyum ve kalker destekler
Seni, yeraltı suları destekler seni

Yırtılan ipek sesiyle;

Bütün evler boşaltılmış, herkes dışarı dökülmüş; taşıtlar adam
Almıyor, sinemalar tıklım tıklım, sokaklarda insan başlarından
Bir nehir; meydanlarda insani tabaka görülmemiş bir çiçeğin
Taç yaprakları gibi Devamını oku

Şiir

cherie: mehmet çetin

ama sen mi çağırıyorsun ben mi geliyorum
durmadan tarih düşü gören bir eski cafede
edithpiaf şarkısına mı çağırıyorsun beni
sen. eski sokak şarkılarınca
dokunaklı. ay kaçağı. ürkek kuşlar dalı
cherie. sesinde derin titremesi var bir nehrin
sayfaları açık unutulan kitaba benzeyen yüzünle

okuyorum nasıl da güzelleşiyor yeryüzü
ne çok umutlanıyorum yaza hazırlanıyoruz
cherie, bahar gibiyim tavernie des halles’de..

mösyö, bir demi daha lütfen. yazılmalı bu şarkı
kentin en mahçup yerine akıp gidecek çünkü
seine nehri. ortayerinden kutsayıp paris’i
ortayerinde kalbim

tavernie des halles’deyiz. bizimle, yaşlı leo bile Devamını oku

Şiir

kırılma ağacı*

kış da geçecek, biliyorum

artık birikemediği alanlarda

dalların sesini de alarak içine

sanki toplanmış kabahatleriyle

bir çocuk, mahcup bir gülüş gibi

gelip senin gözlerinde büyüyecek Devamını oku

Şiir

iç öfke*

sesim şu parçalanmış taşa değdi

ne yapılması gerekecekti şimdi

gözün önümüzden çekilen kuşlara değmesi

,

hırsın bu yabanıl arzusu nasıl önlenecekti

içinde ölme hevesi o tutkuya karşı

ne yapılması gerekecekti

 

elim yandıysa içinde tüten aşktan

su bile yanıp geçmişse o ki külden

nasıl bir biçim almam gerekecekti

kendime karşı, fotoğrafıma karşı Devamını oku