sen de anlat isterim, anlat lütfen
gözler önünde yiten o hayat nasıldı
kapıya yaslanan o her akşamki silüet
yazgının içine gizlenmiş o yaslı ad
ama işte rastgele sana da akya
seni uğurlayan yok diye şu yolda
evlere çıkmayan huyundan da beter
elleri var dili yok, ağzı var kendi yok
yalnızlığı bıraktığın şu akşamüstünde
bir eşiklerin hep dışında bırakılmış
dile gelsin ki sabr, anlatsın kendini
anlat..
günleri özletiyorlar mı orada
kurulan ayrılık saatlerini sonra
gülüşler eşliğinde geçerim ben de
anlarım belki neyi özlediğimi
kapımda dinlensin ayakkabılar
gözüme yürüsün ölümü babamın
anlat, ne zaman büyüdüğünü nesnelerin
imgenin hafızada nasıl dinlendiğini
o küçük suyu geçtiler önce
üç kişiydiler
maskeliydiler
evin kapısından
adını seslendiler
kendini bırakmadı, o da onlara seslendi
üç el ateş ettiler ama sesleri onları ele verdi
ölüm ona korkunç gelmemişti, ölünebilirdi
kimsiniz diye sormadı, adlarını söyledi
üç el ateş ettiler ve geldikleri yoldan
döndüklerinde o suyu geçtiler yine
hayat tutuyor mu adlarını şimdi
anlat sen, unuturum belki
akın yanardağ
sancı dergisi, sayı: 24
Yorum Yok