Monthly Archives

Ekim 2020

Genel Ütopiya

Mehmet Çetin: “Taraf olmanın şiirini, öyküsünü, yazısını yazmaya çalışageldim hep.”

“Varolma biçimlerinden biri olarak tanımlıyorum yazmayı ve okumasız bir yazmayı zaten düşünemiyorum.”

Yazarlar ve şairlerle kısa kısa sorular ve yanıtlar içeren söyleşilerimizi sürdürüyoruz. Hızlı sorular, hızlı yanıtlar. Her yazarın dünyasına bir ışık düşürecek söyleşiler. Sorularımızı bu kez şair Mehmet Çetin’e sorduk, kısa yanıtlarımızı aldık.

Hangi yazar, şair veya karakterle bir gününüzü geçirmek isterdiniz? Neden?

Mehmet Çetin: Sorunun bendeki ilk karşılığı Feqiyê Teyran oldu. Neden mi? Kuşların dilini konuştuğu için çok merak edegeldim.

Okumakla ve yazmakla ilgili ilk anınızı hatırlıyor musunuz? Ne hissetmiştiniz? 

MÇ:  Okumakla ve yazmakla ilgili ilk anılar yok belleğimde ama okumak da yazmak da… sekiz yaşında öğrendiğiniz bir dille yapmak hiç kolay olmadı. Çok iyi şeyler hatırlamıyorum yani.

İlk kitabınızı elinize aldığınızdaki duygu neydi?  Devamını oku

Günlükler yazılar

Bu fısıltısından kavimler geçiren yerimizde: Akın Yanardağ

tırmanıyordu patika. keçiler patikası. kim buldu yolunu onun? rüzgar kesildi

, gün elem bir rüyanın içine çekildi. nereye gidildi dün? kırklar dağı el aldığı aliboğaz’ın omzuna yaslandı. kuzey daha serin ama güneyde güller soluyor, geçtik güneyin daha sıcak, çorak arazisini konaklamak için. güneş ki siluettir orada. çöl renkleri kaplamış otların boynu kırılmış sular çekilmiş. ırmağın kolları bir nehri oluşturmuyor artık; sade bir söz değil bu, geçmişi tuttuğu yerde bırakan, urartulardan kalmış yapılarda görgüsünü yitiren, bilgeliğini alan bir şey. tozun ve rüzgarın yoluna kim dağıldı dedik sonra, öldüğünde buraya gömülmüş ve burada yanılmış denizler nasıl çekildi. bir serap gibi dolanıyor zihnimde beyaz dağ etekleri; nasıl çekildi içlere ve nasıl bölündü vadilere bu dağlar. gazap hakkında çok şey söylendi ama yüründü yine; işte bu ormanlar.. bilmem kaç milyon yılda oluştu bu vadiler dendi, ama nasıl büründü halkın ulus bilincine, kalk ve bak her yanda ölüsü kalkmış nicesinde sınanıp gelmiş bu hayat, çünkü niye bak işte ölüsünü kendi gömen ceset daha inandırıcıdır dinlerden.. Devamını oku