sesim şu parçalanmış taşa değdi
ne yapılması gerekecekti şimdi
gözün önümüzden çekilen kuşlara değmesi
,
hırsın bu yabanıl arzusu nasıl önlenecekti
içinde ölme hevesi o tutkuya karşı
ne yapılması gerekecekti
elim yandıysa içinde tüten aşktan
su bile yanıp geçmişse o ki külden
nasıl bir biçim almam gerekecekti
kendime karşı, fotoğrafıma karşı
değmesindi öfkeme, sözüm ses değil
günleri geçmiş nice kederin yeri değil
başka istekleri kalbimden dilime itmeye
bir kapı ve bir cam odası değil
binlerce gölden binlerce köpürmüş
damlalarım, denizden az değil
geldim bir kez haksızlık ettim de eğildim
ikimizden birinin önünde değildi tayf
bitkilerden
, içilmiş lathe suyu çiçeğinden
baktım da öyle, sohbetin süs eşyanızın
ilgi alanınızın dışında bir yerdeydim
sesim öfkeme eş değil hiç
*toz olduğunu unutma
Yorum Yok