Browsing Tag

eskiten

Günlükler

günlük

acı duvarları arasından geçiyorsun, bildiğin bir acının. kalabalıksın. ayaktakiler birbirine sokuluyor. oturanlar da. hava soğuk ama geçirgen bir dayanma anı soğuğu unutturuyor. kollar ayaklar birbirine değiyor, acı birbirine geçiyor, nasırlaşmış bu yüzden yakmıyor ama acıtıyor.

sohbetler hiç ağdalı değil

doxycycline online kaufen

yazılar

Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza*: Akın Yanardağ

“Egemen sistemin her an ve yeniden ideolojik kurucularından olan ‘aydınlar ile entelektüel emek, yaratıcılık, vicdan ve tutum alış mecrasındaki insanları mutlaka ama mutlaka ayırmak, meseleye biraz da buradan bakmak gerekir diye düşünüyoruz.” Mehmet Çetin / Aydınlık Sorgular
“Orada, gidip de durduğum ilk yerde, bir ülke buldu kendine, kesilmiş bir dal gibi sürüklenen yalnızlığım. bir avuç taştan, uçsuz bucaksız bir kent kurdu. Irmağın bıraktığı yöne doğru gittim, gittim ve durdum. durduğum ilk yerde

, toprağa bakmayı öğrendim, tohumların sabrı ve başakların çılgın cesaretiyle… Orada eğilip çok eski tanrıların elinden efsanelerle beslendim, sınırsız acılar topladım kır çiçeklerinin arasından, çelenkler ördüm dikenli tellerle takılmış güvercinlerin tüylerinden… Kırık taşların arasında dolaştım, kanayan yaraların, yıkıntılar arasındaki sönmemiş alevlerin, yanmış düşlerle nesnelerin… Gündoğumundan önce gömülen ölülerin ezgilerini dinledim, çoban kadınların ağıtlarını, toprağa simsiyah kanla işlenmiş öykülerini insanların… Orada, kaybedecek hiçbir şeyi kalmayanların arasında, ölümün bile yenik düşebileceğini öğrendim..” diye yazmıştı, “Diyarbakır İçin Masal”da Aslı Erdoğan.

Devamını oku

Kırmanckî

çêna vaî: akın yanardağ

bîyo pêdi, gino tênîya to o dec
caro tovîr ra nêsona a minetîyê
senên bî vêsayîs, senên bî zirçayîs
a xaf ra verd ra zemanê hevî
fît ra vayî

doxycyclin 50 kaufen

, raa mi di tecelê mi

kamî va a roca şaê tecel û qûsir,
kamî veng da mi ki, qalê ay ra:
mi nata perskerd, bota perskerd
nîşkîyo daa zêdi sêri pêy ra

Devamını oku

Blog Öykü

Huzur bahçesi / Akın Yanardağ

o gün sokağımda oturmuyor olsaydın, bu öykü olmayacaktı: sana..

"ama sen mi çağırıyorsun ben mi geliyorum /durmadan tarih düşü gören bir eski cafede

edith piaf şarkısına mı çağırıyorsun beni /sesinde derin titremesi var bir nehrin

sayfaları açık unutulan kitaba benzeyen yüzünle” Mehmet Çetin

 
Sıra sıra göç katarı ile yola düşen köylüler, artlarında yaşam alanını bırakarak ve o yaşam alanı tarafından uğurlanarak yolun insafında inatlar biriktirip kendini sürdürecektiler. Öte kentlerin içine bir iç sürgün olarak kendilerine yeni yaşam alanları yaratacaktılar. Ardı sıra katliamlar, kovuşturmalar, erimeler, dağılmalar içinde dahi egemenlere rahat vermeyeceklerdi bu inatçı sürgünler. Ama..[1]
Blog Söyleşi

Mehmet Çetin ile söyleşi: Akın Yanardağ

Açlığın içinden' yola düşen sözler, Taşa Hatıra'da kendilerine bir yurt buldular gibi..


“ki biricik yurdu insanın/ dağıymış, meğer” Taşa Hatıra’da yer alan ve sanki kişisel bir hayıflanma ya da ‘henüzmüş’ gibi duran bu dize, bu ‘meğer’, M. Çetin’ini okumaya başlarken ne kadar dikkatli olmam gerektiğini de hatırlatan bir dize aslında. Yani yirmi yılı aşkındır yayımlanan şiir, öykü, lirik yazı türü kitaplarına dönüp bakıldığında, kent kaosunun muhtemel tüm derinliklerinde o ‘ucu kırık sustalı’sını sınarken de hep bir dağlıdır aslında. Dolayısıyla, onun ‘dağ, bilir’ saptamasını da yanıma alarak okumayı sürdürmek dileğindeyim.

Devamını oku

Blog Söyleşi

akın yanardağ ile söyleşi /özkan bulut

“acılar mı büyüttü, anılar mı..”

-neden üzgün ağaç ağıdı, ve niye ağıt?
-“ağaç ki çiçekler arasında/o benim işte” demişti zahrad. ağaç ki ağıtlar arasında, o benim işte, diye okuyabiliriz bunu, içine doğduğum dersim gerçekliğinde. yani orada ağıt, tıpkı yakılmakla bitirilemeyen ağaçlar gibi bütün ömrümüzü çevreleyen bir hal. annemden bana kalan en belirgin izlerden biridir hatta. annenin o en içten ağıtlarını dinlediğimde onun kendini ifade edişi, tarzı, üslubu beni çok etkilemiştir. yani doğanın bu en eski hali bizde de ‘ağaç ağıdı’ halinde kendini özdeşleştirdiğini söyleyebiliriz. Devamını oku

Blog Söyleşi

“Söz ve Eylemi Çoğaltmanın Vaktidir”: Akın Yanardağ

Şiirinde Dersim tarihini arka plana yerleştiren şair Akın Yanardağ'ın yeni kitabı "Vaktidir" çıktı. Şair ile kitabını, geçmişe yolculuklarını konuştuk, "Vakti midir?"diye sorduk…

Akın Yanardağ Dersim'in tarihini, yaşanmışlıklarını, acılarını ve mücadelesini büyük bir ustalıkla şiirine nakşetmis bir şair. Akın, ilk kitabı Üzgün Ağaç Ağıdı ve ikinci kitabı Aşka Şirk Günleri'nde Dersim'i bir "Bellek" ve "Hatırlatma" olarak önümüze seriyor. Akın, şimdi de Sur Kitaplığı'ndan çıkan yeni kitabı Vaktidir ile okuyucularla buluşuyor. Bir şiirinde "Geçmişe dair hafıza birikimini silmek isteyen, silen, orada kalmak istemeyen iki yanı olur insanın" diyen yanardağ, bunu Kırılma, öfke, sevinç, iyimserlik, inat vesaire gibi hallerin bizde oluşturduğu insanın çeşitli halleri şeklinde ifade ediyor. Devamını oku