evlenmişsin. bunu bir şeyin bir başka şeyle olan arası gibi takip ettim. kulağıma çalınanları bir taş gibi öteye savurup, benden uzaklaşmasını bir uçurum gibi öteme yankıladım; bana dönüşünü engellemek için o sesin, içimde duvarlar ördüm. bir yanlışını görmüştüm. bilerek, istenerek yapılan bir yanlış. yakışık değildi. şık değildi. bunun üzerine düşündün mü sonradan, sormadım.
işte o yanlıştan sonra, yani o şaşkınlığımdan sonra elim teslim ol vaziyetinde miydi, hatırlanmıyor şimdi ama o günden sonra elimi ayağımı çekmiş, duyguları, ardıma doğru uzattığım bir ayak gibi geriye doğru adımlamıştım. bunu bir kez daha yapmana izin veremezdim çünkü, bu sende bir nitelik haline bürünecekti. oysa sana ait bir şey değildi, sana özgü değildi, yadırgayışım da bu yüzdendi. insan, sözlerini kişinin yüzüne söylemelidir, sırtına değil; zamanında karşılık görmediği şeyler için zamanını kollamamalıdır.
Devamını oku