bizi geçti diyenlerin gözlerine asılıydı
aynı kalıplar, aynı davranışlar /tamam
öğrendim eksik kalmayı
aşk böyle geçti. sonraki on yıl da
gözümde tütmeyen bir şey kaldı mı
lütfeylesin bad-ı sabah sesleri artık
daha yaşlanmadan iksiri kalbimin
yaza hazırlanıyor o bahçeler ki eflatun
taştan da geçiyordu zaman aşktan da
toprak olmak vardı sonunda bak işte
bir yığın toz ve yara ile artık
hayat alışkanlığını dayattı, tamam
tekrar sesleri içinde durdu anlam
çünkü hayvanların ağırca dönüşü
gibi görüntüler kuruldu ruhuma
öğrendim bir boğa gibi kalmayı
gözümü kısıp baktım dağlarına
o sıra anladım neydi şu uzaklık,
elinin altında olmayana yönelmek ne
gördüm bunları
ki dengbêjlerin seslerinde saklıydı eşikaltı
kartal gökleri ile eflatun incelikleri
sıra dağlar gibi yankılanıyordu sözleri
sesi düşmüyordu onların
ben de söyledim bin fersah saklanıp
eteğinden döküldüm küçük dağların
onca zahmet bir seferde sekip geçti
evden yoldan yurttan ayrı taşlar gibi
tozun içinde yuvarlana yuvarlana
yuvarlandım tamam sanki tayf
, yani sanki ciger
olmasına cigerdi ama kalbim sökülüyordu işte
toz oluyordu kalbim
eskiten@gmail.com
Yorum Yok