Monthly Archives

Mart 2018

Blog Söyleşi

akın yanardağ ile söyleşi /özkan bulut

“acılar mı büyüttü, anılar mı..”

-neden üzgün ağaç ağıdı, ve niye ağıt?
-“ağaç ki çiçekler arasında/o benim işte” demişti zahrad. ağaç ki ağıtlar arasında, o benim işte, diye okuyabiliriz bunu, içine doğduğum dersim gerçekliğinde. yani orada ağıt, tıpkı yakılmakla bitirilemeyen ağaçlar gibi bütün ömrümüzü çevreleyen bir hal. annemden bana kalan en belirgin izlerden biridir hatta. annenin o en içten ağıtlarını dinlediğimde onun kendini ifade edişi, tarzı, üslubu beni çok etkilemiştir. yani doğanın bu en eski hali bizde de ‘ağaç ağıdı’ halinde kendini özdeşleştirdiğini söyleyebiliriz. Devamını oku

Blog

Yazmasa olmaz mıydı..: Mehmet Çetin

bu hep acemi hep acem çocuk
dünyanın yalnızlığına üzüldüğü için yazdı
                                                          yazdı az ilerinizde kürt olup yollarda ölen kalbine ay düşen
ve ansızın iç çeken biraz hüzünlendi diye izmir’i
düpedüz yakmak için
                          için için söyledi bir aşkı ve dünyanın üstüne çıkıp ağladı
insanları kaybolmuş kentlerden sözetmek için öylece düşmüştü dünyanın orta
yerine ve görmediği insanların direnen yüzü için yazdı
                                                                             görmediği insanların direnen
yüzü için yazdı bir kentten bir kente taşınırken çünkü çocukluğu öğrendi Devamını oku
Blog Söyleşi

“Söz ve Eylemi Çoğaltmanın Vaktidir”: Akın Yanardağ

Şiirinde Dersim tarihini arka plana yerleştiren şair Akın Yanardağ'ın yeni kitabı "Vaktidir" çıktı. Şair ile kitabını, geçmişe yolculuklarını konuştuk, "Vakti midir?"diye sorduk…

Akın Yanardağ Dersim'in tarihini, yaşanmışlıklarını, acılarını ve mücadelesini büyük bir ustalıkla şiirine nakşetmis bir şair. Akın, ilk kitabı Üzgün Ağaç Ağıdı ve ikinci kitabı Aşka Şirk Günleri'nde Dersim'i bir "Bellek" ve "Hatırlatma" olarak önümüze seriyor. Akın, şimdi de Sur Kitaplığı'ndan çıkan yeni kitabı Vaktidir ile okuyucularla buluşuyor. Bir şiirinde "Geçmişe dair hafıza birikimini silmek isteyen, silen, orada kalmak istemeyen iki yanı olur insanın" diyen yanardağ, bunu Kırılma, öfke, sevinç, iyimserlik, inat vesaire gibi hallerin bizde oluşturduğu insanın çeşitli halleri şeklinde ifade ediyor. Devamını oku

Öykü

Zamanı geldiğinde zamanıdır*: Esra Gültekin

“Orada bir merdiven var /Her zaman orada o merdiven
masumca asılı /geminin kenarına yakın…

Aşağı iniyorum… /Batığı incelemeye geldim…

Verilen hasarı görmeye /ve ortalığa saçılmış hazineleri…” *

O gece bir rüya görmüştü. Pencerenin önünde, perdeyi hafifçe aralayıp dışarı bakıyordu. Hava yeni yeni kararmaya başlasa bile, sokak çoktan boşalmıştı. Perdeyi neden tam açmadığına dair bir ipucu yoktu düşünde. Sadece karanlık sokağa, yarı açık perde aralığından bakıyordu. Hızlı adımlarla karanlığın içerisinde koşan bir kadın gözüne çarptı. Yağmur, saçlarının ucundan damlalar halinde gömleğinin üzerine düşerken, bedenine yapışan ince gömleğin ardındaki siyah sütyeni daha belirgin bir hal almıştı. Rüzgar, yürümesine karşı koyacak kadar şiddetli esiyor, eteğini savuruyordu. Bütün bunlar onun umurunda değildi, o sadece bir yerlere yetişmenin telaşındaydı. İçeride, yarı açık bir zaman ki, telaşsız. Dışarıda ise gökyüzünden yere boşalan yağmur kadar telaşlı bir gece akmaktaydı. Devamını oku