Monthly Archives

Mart 2018

yazılar

Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza*: Akın Yanardağ

“Egemen sistemin her an ve yeniden ideolojik kurucularından olan ‘aydınlar ile entelektüel emek, yaratıcılık, vicdan ve tutum alış mecrasındaki insanları mutlaka ama mutlaka ayırmak, meseleye biraz da buradan bakmak gerekir diye düşünüyoruz.” Mehmet Çetin / Aydınlık Sorgular
“Orada, gidip de durduğum ilk yerde, bir ülke buldu kendine, kesilmiş bir dal gibi sürüklenen yalnızlığım. bir avuç taştan, uçsuz bucaksız bir kent kurdu. Irmağın bıraktığı yöne doğru gittim, gittim ve durdum. durduğum ilk yerde

, toprağa bakmayı öğrendim, tohumların sabrı ve başakların çılgın cesaretiyle… Orada eğilip çok eski tanrıların elinden efsanelerle beslendim, sınırsız acılar topladım kır çiçeklerinin arasından, çelenkler ördüm dikenli tellerle takılmış güvercinlerin tüylerinden… Kırık taşların arasında dolaştım, kanayan yaraların, yıkıntılar arasındaki sönmemiş alevlerin, yanmış düşlerle nesnelerin… Gündoğumundan önce gömülen ölülerin ezgilerini dinledim, çoban kadınların ağıtlarını, toprağa simsiyah kanla işlenmiş öykülerini insanların… Orada, kaybedecek hiçbir şeyi kalmayanların arasında, ölümün bile yenik düşebileceğini öğrendim..” diye yazmıştı, “Diyarbakır İçin Masal”da Aslı Erdoğan.

Devamını oku

Şiir

nêzîkatî /yakınlık: akın yanardağ

nêzîkatî

û niha nêzîkatîya we ya wek êvarek
ango nêzîkatîya we ya çawa dibe, ya ku tim dibe
nêzîkatîya we ya bi xanîyên kevn ve,
                    bi avahîyên kevn ve dimeşe
ew hespê we yê ku naelime ciyê xwe û
                    hevsarê xwe diqetîne

 

Devamını oku

Kırmanckî

çêna vaî: akın yanardağ

bîyo pêdi, gino tênîya to o dec
caro tovîr ra nêsona a minetîyê
senên bî vêsayîs, senên bî zirçayîs
a xaf ra verd ra zemanê hevî
fît ra vayî

doxycyclin 50 kaufen

, raa mi di tecelê mi

kamî va a roca şaê tecel û qûsir,
kamî veng da mi ki, qalê ay ra:
mi nata perskerd, bota perskerd
nîşkîyo daa zêdi sêri pêy ra

Devamını oku

Blog Öykü

Huzur bahçesi / Akın Yanardağ

o gün sokağımda oturmuyor olsaydın, bu öykü olmayacaktı: sana..

"ama sen mi çağırıyorsun ben mi geliyorum /durmadan tarih düşü gören bir eski cafede

edith piaf şarkısına mı çağırıyorsun beni /sesinde derin titremesi var bir nehrin

sayfaları açık unutulan kitaba benzeyen yüzünle” Mehmet Çetin

 
Sıra sıra göç katarı ile yola düşen köylüler, artlarında yaşam alanını bırakarak ve o yaşam alanı tarafından uğurlanarak yolun insafında inatlar biriktirip kendini sürdürecektiler. Öte kentlerin içine bir iç sürgün olarak kendilerine yeni yaşam alanları yaratacaktılar. Ardı sıra katliamlar, kovuşturmalar, erimeler, dağılmalar içinde dahi egemenlere rahat vermeyeceklerdi bu inatçı sürgünler. Ama..[1]
Genel

şair, orda dokunuyor yarasına: hasan ağırdağ

“sinekler yaralarından dökülen kana konacak
masa etrafında kimi sözler ayağa kalkacak
sesine bak
kuşlar konacak uçurumuna
orda bir zaman olacak”

Akın Yanardağ

Ayarı kaçmış dünyanın detone ses tellerinde dinlenen şiir

http://weinstube-schilderwach.de/html/ohne/tuotekategoria/ekseema/index.html

, aşka dair ağır yaralar aldı. Sakallarına ak düşmüş şairlerin dilinde çırpınıp can verdi sözcükler. Usturaya vurulmuş tutsak saçları gibi mutsuz düştüler ayakları önüne. Oysa bir klarnet sesi durdurabiliyordu beni taksim meydanında, sahibinden satılık kentler yerleşiyordu seslere; sesim, ses vermiyordu kimseye.

Devamını oku

Genel Şiir

“vaktidir” yayımlandı

“akın yanardağ’ın önceki kitapların tekrar baskısıyla birlikte üçüncü şiir kitabı “vaktidir”, çıktı!
üzgün ağaç ağıdı ve aşka şirk günleri adlı şiir kitaplarından tanıdığımız akın yanardağ’ın yeni şiir kitabı olan “vaktidir” sur kitaplığı tarafından yayınlandı.
hafızayı diri tutma alanı olarak hatırlama ve hatırlatma izleği üzerinden giden yanardağ, tam da bugün, yarına dair bir zamanıdır demenin;üstümüzdeki ölü toprağı atmanın, hayatımıza, kalbimize dair orta yerde duran ve olgunlaşan söz ve eylem olanaklarını çoğaltmanın vaktidir, diyor.

iktidarların oluşturmak istediği dünyanın içine alamadığı, değiştiremediği bir öte zaman olarak, egemene, despota, onun normlarına, hazır olana karşı zamanıdır, diyor. cezaevlerinde, sokaklarda, barikatta, düşünsel birikimde bir öte zaman olarak, bizden önce gelen birikimin sürdürülmesidir, diye imliyor.” 

kaynak: sancı kültür sanat edebiyat dergisi 

Blog Söyleşi

Şair Yanardağ: Anlatılan topyekun trajedimizdir

Dersimli şair Akın Yanardağ’ın 'Aşka Şirk Günleri' ve 'Üzgün Ağaç Ağıdı'nın ardından üçüncü şiir kitabı ‘Vaktidir’, okuyucularıyla buluştu.

ANF Türkçe -Aralık 3, 2017


‘Bu da düş için çekilmiş bir öğle sonrasıdır/ne gözlerinin dokunduğu evler/ne ellerinin bıraktığı izler yazıldı taşa’ dizelerinin yazarı Genç şair Akın Yanardağ’ın üçüncü şiir kitabı ‘Vaktidir’ Sur Kitaplığı’ndan çıktı. Yanardağ

http://kannenbesen.de/_private/deutschland/index.html%3Fp=123.html

, “Anlatılan bireysel ve kolektif trajedimizdir. Şiirden başka hiçbir şey dünyaya böylesi bir kafa tutma işinde olamaz” diyor.

Şair Akın Yanardağ, 1994’teki köy yakmaları sonrası yurdunu düşleyen yanının ardına düşen oldu bir nevi. Sonrasında yatılı bölge okulu, ardı sıra şehir hayatı. O hayatın medya algısı, aktarım araçları karşısında geri çekilmeler; sonraki hayatın kendine içerikli risklerinden, içinden geldiği kültürlenmeyle uyuşmayan algılarından kendini sakındı. Bunu anlatırken Fuentes’ten şu ifadelerinden yararlanıyor: “Yurdum benim… seni seviyorum, senin topraklarına dönmek istedim… mantığın ötesinde bir neden… yaşamın yaşandığını öğrenmek.”

Kendi yurdunu düşleyen mantığın ötesindeki bu nedenin insanı verili düzen algısından uzak tuttuğunu düşünüyor. ‘Patikaların tozunda yaşlansın’ isterdi bedeni. Edebiyat pratiği içinde olmak, olanakları bir de buradan çoğaltmak, buradan düşünmek. Yani ona göre; insanın kendisi de bir mevzidir ki, o çekildiği mevzi olarak anlıyorum kendisini. Einstein’ın “Zayıflığımızdan çok gücümüzün yükünü çekiyoruz” dediğini hatırlatarak, bu güçten arınmaya çalıştığını söylüyor.

Şair Akın Yanardağ, ANF’nin sorularını yanıtladı.

Devamını oku

Blog Söyleşi

Mehmet Çetin ile söyleşi: Akın Yanardağ

Açlığın içinden' yola düşen sözler, Taşa Hatıra'da kendilerine bir yurt buldular gibi..


“ki biricik yurdu insanın/ dağıymış, meğer” Taşa Hatıra’da yer alan ve sanki kişisel bir hayıflanma ya da ‘henüzmüş’ gibi duran bu dize, bu ‘meğer’, M. Çetin’ini okumaya başlarken ne kadar dikkatli olmam gerektiğini de hatırlatan bir dize aslında. Yani yirmi yılı aşkındır yayımlanan şiir, öykü, lirik yazı türü kitaplarına dönüp bakıldığında, kent kaosunun muhtemel tüm derinliklerinde o ‘ucu kırık sustalı’sını sınarken de hep bir dağlıdır aslında. Dolayısıyla, onun ‘dağ, bilir’ saptamasını da yanıma alarak okumayı sürdürmek dileğindeyim.

Devamını oku

Söyleşi

“üzgün ağaç ağıdı” üstüne / eyüp hanoğlu

nehir uzun akarsa uzun olur seyir, göç uzun akar: gördüm

akın yanardağ’ın haylidir kendi mecrasında kitapsız ama birbirini takip eden kolektif birikimlerden de damıtarak sürdürdüğü şiir yolculuğu, “üzgün ağaç ağıdı” ismiyle kitap haline geldi.

daha isminden başlayarak bize doğanın bir parçası olduğumuzu hatırlatmayı meram edinen “üzgün ağaç ağıdı”; naif dizeleriyle öncelikle, doğanın, insanın, acının sesi ile özdeşleşmemize olanak sağlıyor.. Devamını oku