Browsing Tag

yirmibirmart dergisi

yazılar

düş ve gülüş destan yaratır: akın yanardağ

 

“Dışarıda rüzgâr efil efil savuruyor saçlarını
Boşluğunda gökyüzünün
Yürüyor mavinin enginliğine
Dışarıda su yürüyor yatağında
    içlerine denizlerin
/
Musalla taşının kırık çeperinden usulca
     Düşer patikaya ezili şiir”
(“Ezili Şiire Ağıt”)
 
“beni bulmana geldim.” cengiz sinan çelik’in “serdestan” kitabının ilk şiirinde geçiyor bu dize, ve bir dize onu bulmamıza da vesile oluyor.  bu vesilenin şiir yoluyla olmasına şiir adına seviniyoruz fakat, sesinin bize kadar gelmesinde koşulların imkansızlık derecesindeki etkisini de düşünmeden edemiyoruz. aklımıza hüseyin kaytan geliyor mesela. “dağ divanı” adlı toplu şiirlerini (levhalar hariç) bir telefon kanalıyla karşı tarafa iletmesi, o şiir üzerine çalışma, olgunlaştırma olanağının da ne derece zor olduğunu gösteriyor bize. iki örnek arasındaki zorluk farkının ayrı olmasına, yani biri dağ koşullarında diğeri ise cezaevi koşullarında -ki cezaevi, koşullardan ziyade bir de tutukluların tecrit, işkence vs ile karşı karşıya olmaları gerçeği var- olmasına karşın, şiirin yazılma sürecinin ve sonrasında iletilmesinin başlı başına zor koşullarından bahsediyorum. buna karşın şiir cinsinin kendini yazdırması ve kendini okura ulaştırması, bu ürünlerin şiir olarak kendini var etmesinden geliyor. geçelim..

Devamını oku

yazılar

kurtarılmış hikayeler: akın yanardağ

(yayınlanmamış notlar için notlar)

“kitaplarımızı, karalamaları düzeltip durmayı
bırakmak için  yayımlarız”
alfonso reyes

tekmil doğu suskunluğa bir mil daha sürdü. unutulmaya direnen bir hafıza gibi sorular soran çağdan bu yana, altından da kıymetli baharatına bulayacağı çeşniyi bulmuş gibi, önceki tarihin akışı tersine hızla fersahlar aştı zaman. o zamandan bu zamana babil’in yüzleri, direnen bir bitki gibi, içerde direnen yerini bulup oturdu. evvelden bu yana yönüne yön katmış kimlikler, ardıllarının huzursuzluğuyla karşılaşınca içerdiği değişiklikleri de hatırladı.  unutulmaya yüz tutmuş silüetler, zamana direnen huylar gibi üşüştüler bugüne. ki arkaik sözler de tanıklık eder buna. bu çağın mı, o çağın mı tanıklığıdır bu? anafor suları gibi biribirine akan öte zamana bırakalım bunu. Devamını oku

Blog yazılar

viva gitmek, viva komünya: mehmet çetin

döğüşkenlik ve incelik: mehmet çetin.

“sor bize bu nasıl bir çağdı diye
bu ne gürültü, ne yangın böyle”
mehmet çetin, taşa hatıra

piya’dra
“II.

yaşlıların komünizm zamanı yüzlerini görmüşüm
çim biçiyor resim yapıyor çit onarıyorlar süs için
balık tutar gibi yapıyorlar ırmak akışınca tembel
merhaba diyorlar tanımadıkları her gelip geçene
gülüşler nilüferler eşliğinde suya inerken söğütler

gülüşler nilüferler eşliğinde suya inerken söğütler
breukelen diye bir köyde henüz açılıyordu kafeler
tembellik hakkını kullanıyordu sandalyeler ve gün
daha yavaşlatıp zamanı ıslığına doladığı rüzgâr ile
kainatın hızı insanın da tabiatı olsun diyordu sanki

diye diye alıp buraya kadar getirmişim kendimi
onca tutsaklık onca evbark dünya halinden geçip
bir gül bulmuşum henüz açılan kırmızısına oturup
düş gördüm: insandır doğanın en eksik şarkısı diye
piya’dra ırmağının kıyısına oturup ağlamadan önce”

kekemece

pergelin merkezi

cialis uk

, 463px” srcset=”https://yirmibirmart.com/wp-content/uploads/2021/05/sair-yazar-mehmet-cetin-yasamini-yitirdi-803138-5.jpg 720w

, https://yirmibirmart.com/wp-content/uploads/2021/05/sair-yazar-mehmet-cetin-yasamini-yitirdi-803138-5-300×167.jpg 300w” alt=”” width=”463″ height=”257″ />
mehmet çetin’in düş referansı, onun ütopyasını bugüne çağırma halidir. insanın geldiği/getirildiği noktaya itirazını, buna müdahil olma hali ile düşünü kurduğu dünyayı bugünden yaşama özlemidir. bunu, yazın ve politik hayatında, kendi etki sahasında bir hayat bilgisi olarak ortaya koymuştur. hayatla kurduğu bağı; geldiği, geçtiği ve konakladığı yerlerde kendinde cisimleştirmiş, canlı kılmıştır. emirali yağan’ın “o, bir pergelin merkezidir. biz etrafındakiler, biz yanındakiler hep o pergele göre tarafımızı ve yönümüzü belirlemişizdir” sözü mehmet çetin’i bu anlamıyla iyi ifade eder.

Devamını oku