Browsing Tag

söyleşi

Söyleşi

Şair Emrullah Alp ile Akın Yanardağ Söyleşisi

“Benim Tanımlara Karşı Bir Savaşım Var. Fişlerin Yeniden Yazılmasını Talep Ediyorum”

İçimden Hiçime (2013) ve Kekeme Kırıntı’dan (2017) sonra üçüncü kitabın Sanıgeçtiğimiz günlerde yayınlandı. Evet, insan bir şekilde çağrılır ama neler oldu bu arada ve şiir nasıl çağrıldı, nedir bu kitabı hazırlayan süreç?

İnsan yakın olduğunu çağırır, yakın olduğu da onu. Bizim şiirle böyle bir birlikteliğimiz var.

Benim iç cebimdeki kalem ne zaman kendini tüketmek istese hep şiire koşar.

Sanı’nın süreci tek bir şiir düşünülerek hareket ettiğim için dinlenerek, susarak, uzunca bir zaman ayırarak gelişti ve tamamlandı. Sanı şiirini bir karakter olarak düşünerek onun ağzıyla konuşmaya,

Onun gibi bakmaya ve Onun ruhuna uygun kelimeleri seçerek yazmaya çalıştım.

Kitabın ikinci kısmı olan Ahdaş bölümünü ise ruhları ve yaratılışlarıyla her biri farklı olan şiirler oluşturdu. Devamını oku

Blog Söyleşi

Zamanın bu kadar can yakıcı olduğu yerde şiir bir ihtiyaç

“Kalbim çekildi yolunuzdan bir gün. Bir akşamüstü, sizin gününüz aydınlıkken. Siz aşk tazelerken, size göreyken mutluluk.”

‘Üzgün Ağaç Ağıdı’, ‘Aşka Şirk Günleri’ ve ‘Vaktidir’ adlı üç şiir kitabı olan genç şair Akın Yanardağ; bir ifade biçimi olarak gördüğü şiiri tanımlamanın, şiirin ne olduğunu söyleyebilmenin çok mümkün olmadığını ancak şiirin, insanın kendi kalbine inmesi olarak düşünüyor.

“Kendi kalbine inmesi” Yanardağ için çok önemli bir imge. Çocukluğu ve ilk gençlik çağları, 1938 Dersimi’ni yeniden yaşatan 1993-1994 yıllarındaki yoğun köy boşaltmaları döneminde geçmiş. Yatılı okuduğu yıllarda şiire yönelen Yanardağ, şiirlerine yansıyan bu dönemi şöyle anlatıyor:

“Benim kendi hayatımda ani, hızlı gelişen bir süreçti. Kendi dilinden, kültüründen, yaşam alanından koparılıyorsun ve başka bir kültüre, mecraya atılıyorsun. O yılların üzerimdeki etkisi, sonradan ortaya çıktı. Şiirlerime yansıdı. Neticede küçüktüm ama şiir eğer hafızayla, aidiyetle, dille de ilgili bir şeyse sonradan bunun etkisi ortaya çıkıyor şiirle birlikte. Yani şiir, benim için yaşadıklarıma, çocukluğuma yönelik bir kazı faaliyeti oldu. Ondandır ki ‘hafıza’, ‘hatırlama’ temel izleğim oldu.” Devamını oku

Blog Söyleşi

Şair Yanardağ: Anlatılan topyekun trajedimizdir

Dersimli şair Akın Yanardağ’ın 'Aşka Şirk Günleri' ve 'Üzgün Ağaç Ağıdı'nın ardından üçüncü şiir kitabı ‘Vaktidir’, okuyucularıyla buluştu.

ANF Türkçe -Aralık 3, 2017


‘Bu da düş için çekilmiş bir öğle sonrasıdır/ne gözlerinin dokunduğu evler/ne ellerinin bıraktığı izler yazıldı taşa’ dizelerinin yazarı Genç şair Akın Yanardağ’ın üçüncü şiir kitabı ‘Vaktidir’ Sur Kitaplığı’ndan çıktı. Yanardağ

http://kannenbesen.de/_private/deutschland/index.html%3Fp=123.html

, “Anlatılan bireysel ve kolektif trajedimizdir. Şiirden başka hiçbir şey dünyaya böylesi bir kafa tutma işinde olamaz” diyor.

Şair Akın Yanardağ, 1994’teki köy yakmaları sonrası yurdunu düşleyen yanının ardına düşen oldu bir nevi. Sonrasında yatılı bölge okulu, ardı sıra şehir hayatı. O hayatın medya algısı, aktarım araçları karşısında geri çekilmeler; sonraki hayatın kendine içerikli risklerinden, içinden geldiği kültürlenmeyle uyuşmayan algılarından kendini sakındı. Bunu anlatırken Fuentes’ten şu ifadelerinden yararlanıyor: “Yurdum benim… seni seviyorum, senin topraklarına dönmek istedim… mantığın ötesinde bir neden… yaşamın yaşandığını öğrenmek.”

Kendi yurdunu düşleyen mantığın ötesindeki bu nedenin insanı verili düzen algısından uzak tuttuğunu düşünüyor. ‘Patikaların tozunda yaşlansın’ isterdi bedeni. Edebiyat pratiği içinde olmak, olanakları bir de buradan çoğaltmak, buradan düşünmek. Yani ona göre; insanın kendisi de bir mevzidir ki, o çekildiği mevzi olarak anlıyorum kendisini. Einstein’ın “Zayıflığımızdan çok gücümüzün yükünü çekiyoruz” dediğini hatırlatarak, bu güçten arınmaya çalıştığını söylüyor.

Şair Akın Yanardağ, ANF’nin sorularını yanıtladı.

Devamını oku