Günlükler yazılar

GECE MiSiNiZ

,,o kadını anımsamıyorum, artık anımsamıyorum,

öyleyse nasıl unutacağım,, fuantes

bu, ilk uzaklıktı
sonra öteki uzaklık başladı.

gecen gündüz; içerdesin. dilin şaraba aşina

, yüklendin onu. gecen gece, ordasın: geciktim çünkü ışınlanma şansım yok sarılıyorsun ama hava soğuk ama ten geçirgen işte ısınıyorsun işte şurda bir yer vardı deniyor hayır ora değil sıcak bir yer var yani sanki düş kıyısı. ordasınız; sana köşeyi ayırıyorlar duvarı arkana mekanı öne almayı seviyorsun biliniyor artık “uyu yavrum, bak takip ediyorum kaçtır” ne uyuması dilim pelesenk oldu dilim kendi yolumda topraklaştı tozlaştı taşlaştı tekrar, diline değince acıtması bundan sen nazik leyla; sen yerinde duramaz dans eder boynunu hafif eğer gözlerini kapatırsın, gözlerin oysa çok yorgun çok büyük içine aldığı dünyayı istanbul’da bir yere bırakıyor, burcunun bir  özelliği büyük gözlerin. eyup sabrını biliyor masan kalabalık için oyuk ‘derdin büyük’ henüz yirmibilmem ne yani benim ilkgençliğimin boş teneke içi hurdalı zamanları bakma oraya ki masan kalabalık yan masadaki kadın yalnız gözlerimizle masamıza geliyor türküleriniz ne sıcak ama siz kimsiniz dersim mi yani ordan mı böyle ondan mı evet ama bitmiyor biran bitmiyor ve beni sona bırakıyorlar  iyi ama leyla! masada unuttuklarımı sen al diyor durup o saatte sevgin de sıkıyor artık demez miyiz kalbimize yaraya biraz daha tuz istemez miyiz biraz daha sevgisizlik olmasın mı dünyamız adanmış ömürlere biraz daha basamaz mıyız çiğneyip alnını sonrası bilmem ne olur ama ben yaza hazırlanamam, ben kendime hazırlanamam ben  buraya hazırlanamam kimseye hazırlanamam

buyantibiotics24.net

, evli misin, -anlamadım! tatilde misin, olamaz, evimin orası, hayır hava almamız lazım sevgim sıkıyor bilmelisin liberalleşemedim bilmelisin evim de işgal altında iyi ama uyu yavrum bak! hayır onu aramıyorum; hayır yıldım artık hayır hayır ilişkilerinden ilişkilenişlerinden de çevresinden de insanların artık! rakı mı içer misin hayır mı çok konuşuyor ama onu takip etmek zorundasın başkası konuşurken ve sen başkasına odaklıyken yorgunken dans edemem izlerim hayır sabah değil saat sabahın altısı değil yüzüm yağmurda değil hiç değil hayatım gençliğim savruldu toza buluta, hayır ben yabancılaştım kürt gibi mi öpüyorum iyi ama nasıl yani iyi mi kötü mü ben miyim öpülen değil, ilk gençliğim ilk yabanıllığım ilk gecem; insan acemileşiyor böyle, ne dersin, yarına taze bir dal gibi iyileşemez miyiz ‘geceyi işgale mi çıkıyor bar kuşları’ ama dedim sanki ben

gitmek istiyorum kalmak istiyorum ‘mek istiyorum’ işgalimi bitirmek istiyorum numaran kalsın evim yan sokağında değil kahretsin kaç yaşındasın sen geçmişi öpmeyi bırak elimi şu kuyudan çekmem lazım örtüler çok beyaz saat kaç rakıyı bira geçiyor ha ha şarap leyla geçiyor birileri durmadan sevişiyor durmadan soyunuyor durmadan askısını düşürüyor sevgi karın doyurmuyor sevgi yetmiyor aşk desen eski hikaye artık liberalleşmem lazım ama nasıl sabahın sorularına hazırlanmam lazım hazırlıksız yakalandım hay allah reflekslerim nerde benim acemileşmişim demek ben dünyada bir sabahüstüyüm

hayır sevişmedim hayır yolumu bulabildim hayır dilimi harcamadım hayır hayır hayır bir sınır olmalı hayır anlamını yitirmedi beden hayır görüntü meraklısı hayır şiir okumadım ama türkü okudum ama zorlandım ama aksanımı korudum ama bak ağa cami burası hayır x ile karıştırmadım seni hem sen onu nerden? ah

buy generic levitra

, kitap, tabi ya! x’ler kendini bilir yeter ki işaretlensin

ben lağıma gidiyorum orda akıp gidiyorum bu şehrin yeraltısı lağımları oluyorum kendimi               kendimden soyutluyorum gerçekten dans bilmem bilet ayarlayamam bir daha sevemem bir daha yıkıntı olamam bir küçük düşüremem ama sen güzelsin hayat sen göğüslerini sevmelisin çorak bir iklimde gül büyümez hayır kıllar sorun değil hayır sarılıp uyuyamam ayaklarımı içe çekemem duramam kimseye karışamam dahil olamam yaramı tekrar kanatamam mam mam am _hayır yurtdışına gelemem hayır yurtiçine de gelemem hiçbir yere..

hayır yani ‘kırk yıl da bir halim hatırım sorulsa ne sorulmasa ne’ /ne yani..

ben burda çürümeyi biliyorum hiç değilse: rahat edeyim. sonra belki, sonra tiskindim, tiskindiğim için kendime gelip kendimden tiksindim sonra kendime lanet ettim. ben bir akya idim nerede olduğunu bildiğiniz arayıp sormadığınız pasifik ve atlantik öteniz kadar uzak leka dendiği de görülen. dikeni içe dönük yalnız, kendi akrebi olan; ne güzel; yüzümden aşağı iniyordu sular, ne güzel: kendimi şu duygu boşluğundan aşağı sarkıtmam! hayır, ben duygu diye bir yere de gidemem, ayrıca bu saatte? amed’e gelemem, yan sokağıma dahi: ben yatağıma gidiyorum, uyumaya: kurduğunuz sözün üstüne yatmanıza, za za za..

sevginizin telvisi üstünde geçiyor zaman değişiyor zaman proust’a dahi taş söktürüyor zaman ki yakalanmadığı biliniyor! tabutlaşmış duvarlar arasından geçiyor kalbim, bir ah ediyor bir ah ediyor sonra yine ah; kalpler gece kalacakları sabah uyanacakları içip yorulacakları kaçıp konacakları evleri bilirler; bir kez daha kemendini bildi ve sakındı, dil.

“olsun: gece misiniz,” uzak mısınız
“ne kadar kan kaybettiniz: gelin tartalum!”

tırnak işareti: m. çetin

Bunları da beğenebilirsin

Yorum Yok

Cevap Bırakın